• BEN KİMİM? / NEDEN YAZIYORUM?
  • SİZDEN GELENLER
  • Copyleft

Öznur Doğan

~ La beaute est dans la rue!

Öznur Doğan

Tag Archives: nazım hikmet ran

Henüz Vakit Varken Nazım

01 Salı May 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ Yorum bırakın

Etiketler

Akın var güneşe akın, analog fotoğraf makinesi, öznur doğan, Bedrettin Destanı, Bir Ayrılık Hikayesi, Bir Cezaevinde Tecrittteki Adamın Mektupları, Cemal Süreya, Ceviz Ağacı, Dünyanın En Tuhaf Mahluku, Fazıl Say, Ferhan Şensoy, futurizm, Gülhane Parkı, genco erkal, Henüz Vakit Varken Gülüm, istanbul üniversitesi, Kerem Gibi, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, maroia, Mavi Gözlü Dev, memleket meselesi, Memleketimden İnsan Manzaraları, nazım hikmet, nazım hikmet ran, oznurdogan.com, Yaşamaya Dair


Henüz vakit var be Nazım! Ne olursa olsun seni anlamaya, okumaya ve senle olmaya. Henüz vakit var yani her şey için. Sen de umutla beklemiştin öylece bakabilmek için gökyüzüne ve maviye.

‘Dilim temizce‘ dediğin yaş 17’nin ilerisiydi. Anlaşılırdın işte bu yüzden hep sonrasında. Neler yazmadın ki şimdiye kadar? Memleketi yazdın, aşkını ve kadınını yazdın, kadınları ve erkekleri yazın, aşkı ve sevgiyi de.

‘Kırmızı yürek‘ler derken bizden bahsediyordun bence, “Akın var güneşe akın! Güneşi zaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın!“. Çok önceden sen söylemiştin ‘güneşli günler‘ göreceğimizi. Ya da güneşli günler için umut etmeyi öğretmiştin. Biliyordun, Öngöre-biliyordun.

Makinelerin seslerini duymak gibi bazen şiirlerini okumak. Belki biraz ‘cilala – parlat ‘. Tek tek sesler, tek çift sesler, tek tek tek çift tek çift sesler.

“Çıkıyor kayık

iniyor kayık

çıkıyor ka…

iniyor ka…

Çık…

in…

çık…”

Kerem Gibi‘ydi Aslı’ndan çok uzakta bir makine nüshasında;

“Hava kurşun gibi ağır!!

Bağır

bağır

bağır

bağırıyorum.”

Mavi gözlü bir dev oluyordun bazen, minnacık bir kadın seviyordun. Hanımeli kokuları da vardı etrafınızda; mis gibi. Erkek ile kadın konuşuyordu bir sonraki şiirde: Bir Ayrılış Hikayesi

Erkek kadına dedi, kadın sustu.

“SARILDILAR

Bir kitap düştü yere…

Kapandı bir pencere…

AYRILDILAR…”

Ve karına gerçekleri seslice, şiirce söyleyebiliyordun;

“Yaşarsın karıcığım,

kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda;

yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı

en fazla bir yıl sürer

yirminci asırlarda

ölüm acısı.”

Bedrettin Destanı‘nda son süratte kareler geçiyordu gözümüzün önünden. 22 saniyede bir çekim yapan analog fotoğraf makinesi gibiydi şiirlerin:

“Boynu daha

vurulmadı

vurulacak.”

Kadın ne kadar önemliydi ve belirliydi senin için. Yerini biliyordun kadının toplumda. Nerede olduğunu ve nasıl olması gerektiğini de yine sen biliyordun. Anadolu topraklarında neredeydi ki kadının yeri? Şöyle diyordun bu yüzden;

“Gece aydınlık ve sıcak

ve kağnırlarda tahta yataklarında

koyu mavi humbaralar çırılçıplaktı. Ve kadınlar

birbirinden gizliyerek

bakıyorlardı ayın altında

geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekeler ölülerine.

Ve kadınlar,

bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri,

ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle

anamız, avradımız, yarimiz

ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen

ve soframızdaki yeri

öküzümüzden sonra gelen.”

Mapusluk ne demek, neler düşünür Tecritteki Adam ve ne anlatır Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları? Yaşama dair ön önemli göndermeleri yapardın bu yüzden; istemesen de. Yaşıyordun çünkü. Sendin o tecritteki adam. İhtiyaç ve duyguların ne yönde aktığını kağıda;

“Ve tıpkı o eski

acıklı hikayelerdeki

yalnayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek,

mavi gözleri ıslak

kırmızı, küçücük burnunu çekerek

senin bağrına sokulmak istiyor.

Yüzümü kızartmıyor benim

onun bu an

böyle zayıf

böyle hodbin

böyle sadece insan

oluşu.”

Sayfalar ilerledikçe Henüz Vakit Varken Gülüm’de, vaktim de vardı daha okumaya ve görmeye. Tanıdık yüzler ve sesler geliyor aklıma. Güzel hatıralar ve Genco Erkal. İstanbul Üniversitesi Kurul Odası’nda sorduğum soru geliyor ona. “Ferhan Şensoy ile ortak olan ve ayrılan noktalarınız nelerdir?”

http://www.youtube.com/watch?v=dRAcPSU5Zc4

Dünyanın En Tuhaf Mahluku insan oluyor Nazım’ın yazısında ve Genco’nun sesinde. Sonra Fazıl Say’ın piyanosundan çıkan Genco Erkal ve Zuhal Olcay’ın sesiyle Yaşamaya Dair. Nasıl yaşayacağımızı, yaşamamız gerektiğini söylüyorsun.

Daha sonra Cemal Süreya’da da göreceğim bir Vasiyet var ortada. Öyle çok bir şey istemiyorsun vasiyetinde.

“Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni

ve de uyarına gelirse,

tepemde bir de çınar olursa

taş maş da istemez hani…”

Ah işte böyle içten ve az sözlü, çok hisli, toprak gibiydi her şiirin.

Ceviz Ağacı oluyordun sonra birden. Kimse farkına varmıyordu senin. Gülhane Parkı’ndaydın. Polis de farkında değil jandarma da. Cem Karaca seni anarak, seni soluyarak söylüyordu:

Ve son olarak Henüz Vakit Varken yani Gülüm,

“…

Paris yanıp yıkılmadan,

henüz vakit varken, gülüm

yüreğim dalındayken henüz,

ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri

Volter Rıhtımı’nda dayayıp seni duvara

öpmeliyim ağzından…”

Aşkı öğretmedin mi? Memleketi ve meselelerini mi? Seçmek ne zor şiirlerin arasından. Ne zor seni yalnızca kitaplardan tanımak. Taş maş da istemezdim oysa ki vasiyetimde, çok şiirden ölmeden önce.

Memleketimden Nazım Manzaraları

17 Cuma Şub 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ 2 Yorum

Etiketler

Ölüm, öznur doğan, genco erkal, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, maroia, mehmet, memetçik, nazım hikmet ran, oznurdogan.com, pozantı, tahir ile zühre, vatan haini


Nazım Hikmet vatan tahlili yapıyor hala!

Nasıl ki bir vagonda kimler var ve nelere kokuyorsa o vagon! Nazım Hikmet vatan tahlili yapıyor hala!

Size hiç dışarıdan kendinizi izleme şansı verildi mi? Nazım bu sefer size bu şansı veriyor ve “Gözlerinizi açın.” diyor, “Açın karanlığa çevrilmiş gözlerinizi, kendinize bir bakın. Bakın ki kendinizi tanıyabilesiniz.”

Tahir ile Zühre meselesi değil bu memleket meselesi bu sefer. Nazım ne zaman eksik kalmış memleketini anlatmaktan ve özlemekten.

Nazım Hikmet vatanını özlüyor hala.

Tren çıkıyor yola, insanı anlatmaya… Nazım’ı anlatmaya. Hayatını anlatıyor bize onun, neler düşündüğünü memleket hakkında ve aslında ne kadar çok sevdiğini memleketini. Ona yapılanlara rağmen.

Her mısrası ile yenilenen, elimize ayna tutuşturup aslında bu kadar senedir hiçbir şeyin değişmediğini gösteren bir kitap bu kitap.

Kitabı ilk okuduğumda ortaokuldaydım. Pek bir şey anlamadım fakat, sendeledim okurken. Yıllar sonra üniversitede kitabı okuduğumda her şey çok değişmişti. Elimdeki yepyeni bir kitaptı, daha önce hiç sayfaları açılmamış.

Nazım Hikmet vatan tahlili yapıyor hala!

“O devir Pozantı son istasyondu.
Gardıfen Kartallı Kazım soyundu.
Çömeldi güne karşı, bitlenedursun.
Dağ taş Memet dolu, dağ taş sevkiyat.
Gidenler aç susuz, dönenler sakat.
Ölüm Allahın emri, açlık olmasa fakat.
Aç insan kurt olup saldırmazsa
açlık itten beter insanı elbet.
Memetçik, Memet,
Memetçik, Memet.

Bölük emininde yoktur merhamet…”

Abone Ol

  • Entries (RSS)
  • Comments (RSS)

Arşivler

  • Eylül 2017
  • Ağustos 2014
  • Şubat 2014
  • Kasım 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012
  • Şubat 2012
  • Ocak 2012

Kategoriler

  • Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım
  • Filmler, sinema, film inceleme
  • Güncel, gündem, medya
  • Sanat, resim, tiyatro
  • Seyahat, mekanlar, hatıralar

Meta

  • Kayıt Ol
  • Giriş

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası
  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Öznur Doğan
    • Diğer 123 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Öznur Doğan
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...