• BEN KİMİM? / NEDEN YAZIYORUM?
  • SİZDEN GELENLER
  • Copyleft

Öznur Doğan

~ La beaute est dans la rue!

Öznur Doğan

Tag Archives: kısa öykü

Bartleby, the Scrivener / Katibim Bartelby

23 Cuma Kas 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ 1 Yorum

Etiketler

Amerikan Kültürü ve Edebiyatı, bartelby, bartelby the scrivener, civil disobedience, death letter, death letter office, gingernut, herman melville, i would prefer not to, kapitalizm, katip bartelby, kısa öykü, sivil itaatsizlik, turkey, wall street


Sivil itaatsizliğin Amerika’daki babalarından bir tanesidir Bartelby. Daha önce Death Letter Office’te çalışmış bu adam Wall Street’te çalışmaya başlar. Ne zaman Bartelby’den bir iş istense işte o zaman “I would prefer not to.” der ve hatta sayfaları bu şekilde doldurmuşluğu vardır. Herman Melville’in hayatından parçalar bulabileceğimiz kısa öyküde Bartelby’nin soyutlanmış yapısı ile karşı karşıya kalırız. Sakin, sessiz bir adamdır Bartelby fakat oldukça da inatçıdır. Kendi istemediği sürece hiçbir işi yapmaz. İnsanlar ve yaşantısı ile iletişimi pamuk ipliğine bağlıdır Bartelby’nin. Bu sistemde aslında nasıl olduğunun da önemi yoktur. Kısa hikayedeki karakterlerin özel isimleri olmadığını görürüz o anda. Gingernut, Turkey gibi isimler ile çağrılan çalışanlar vardır ofiste. Toplumda sadece aracı olarak var olan, herhangi bir söz hakkı söz konusu olmayan adamlardır. Birbirleri ile iletişimleri neredeyse yoktur. Bartelby’nin de konuşmama konusundaki inatçılığını düşünürsek koca ofisin içerisinde bir allahın kulu konuşmaz, bir şeyler anlatmaz. Sanki aralarında duvarlar vardır. Bu duvarlar hem karakterleri birbirinden ayırır hem de sembolik olarak mekanikleşmeye başlamış toplumun birbirinden ayrılmasına gönderme yapar.

Bir gün Bartelby hapse düşer. Hapse düştüğünde iş yerinin sahibi / patron Bartelby’i görmeye gelir ve ona kendine iyi bakmasını söyler. Bizim inatçı Bartelby durur mu? Yapıştırır lafı! Pardon, kapatır ağızı. Günlerce yemek yemeyi reddeder ve ölür. Bartelby düzene karşı koyarak ölümü göze almıştır.

Bartelby hem depresif hem de hafif kaçık bir adamdır. Anlatıcı Bartelby’nin hayatına girmeyi başarmış, onun bu sistemde yer almak istemediğini çözmüştür. Bartelby dahil ofiste çalışan herkesin mental ya da fiziksel bir rahatsızlığı vardır. Bu da ofis içerisinde üreticiliğin en düşük seviyede olduğunu gösterir. Hikaye ne kadar gerçekçi olursa olsun romantik yönleri ile öne çıkar. Bartelby için ölüm, yaşamaktan daha stabil bir durumdur. Çünkü yaşarken ölümü daha çok hissedersin hayatında. Wall Street’te, büyük binaların arasında ruhunu hissedemez, sadece var olan sistemin bir parçası olursun.

Bartelby katip olduğu üzre sadece kopyala yapıştır işlemi ile meşguldur bu yüzden hayal gücünü harekete geçirmesine hiçbir neden yoktur. Sadece kopyalar yaratır. Tıpkı bir bilgisayar gibi ona verileni yapmaktadır. Hissettiği sadece makineleşmenin keskin ve demirsi tadıdır. Daha önce de bahsettiğimiz görünmez duvarlar maddesel olarak da karşılarına çıkar. Örneğin kapılar, diğerlerinden daha yüksek patron kürsüleri, masalar. Hepsi karakterlerin uzaklaşmasına neden olan ayırıcı elementlerdir.

Kendi başına itaatsizlik yaratan ve bu yolda ölmeyi göze alan Bartelby yine de sıradan bir katip, bir bilgisayar değildir. Bir Don Quixote bilemediniz Melville’in kendisidir!

Sleepy Hollow / Hayalet Süvari

17 Cumartesi Kas 2012

Posted by Öznur Doğan in Filmler, sinema, film inceleme

≈ Yorum bırakın

Etiketler

amerikan, Amerikan Kültürü ve Edebiyatı, diedrich knickerbocker, don quiot, ichabod crane, istanbul üniversitesi, johnny depp, katrina van tessel, kısa öykü, new york, sleepy hollow, tim burton, tim burton the legend of sleepy hollow, washington irwin


Amerikan Kültürü ve Edebiyatı okuyorsanız Washington Irwin’i duymamanız neredeyse imkansızdır. İstanbul Üniversitesi’nin bu bölümünde Irwin ile tanışıklığımız Kısa Öykü dersine dayanıyor. Daha sonradan filminin olduğunu öğrendiğim ve izlediğimde Tim Burton’ın dokunuşlarını fazlasıyla hissettiğim hikayede yalnızca gizli saklı bir süvari yok. Aynı zamanda Amerikan tarihine dair de bilgiler var. Ichabod Crane New York’un henüz gelişmemiş, tamamen doğanın kucağında olan Sleepy Hollow köyüne gelir. Bu köyde herkes bir gariptir çünkü köyün hayaletler tarafından ele geçirildiği düşünülmektedir. Köydeki herkesin birbirinden garip özellikleri vardır. Müdür olmak için Sleepy Hollow’a gelen Crane’in de başına gelecekler vardır tabii ki de.

Köyün en zengin adamının kızı olan Katrina Van Tessel’ın gönlünü kazanmaya çalışan Crane, gerçekleştirilen özel gecede Kesikbaşlı Hayalet Süvari’nin peşine düşer. Tüm olaylar bu noktadan sonra gelişir ve son bulur. Okumaya devam et →

Nezihe Meriç’in Hayattaki Püf Noktası

03 Cuma Ağu 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ Yorum bırakın

Etiketler

dost dergisi, kısa öykü, nezihe meriç, püf noktası, seçilmiş hikayeler dergisi


Kitaplığımda küçük bir araştırma yaptığımda kısa süre önce okuduğum fakat neden yazmadığımı anlayamadığım birkaç kitap buldum. Bunlardan bir tanesi Nezihe Meriç’in kitabı Püf Noktası.

Nezihe Meriç sade ve akıcı anlatımı ile Türk Edebiyatı’nın yapı taşlarından birisi. Bu tatlı mı tatlı kadının yazdığı her bir öykü de çilek tadında. Hayatın mutluluklarına ve mutsuzluklarına dair, sakladığımı fakat söyleyemediğimiz, söylediğimiz fakat daima yanlış anlaşıldığımız konularda yazmış Püf Noktası’ndaki öyküleri.

Resimler ile bir araya gelen hikayeleri daha çok sevdiğimden midir nedir Nezihe Meriç’e daha çok ısındım Püf Noktası’nda. Uzun uzun anlatılabilecek şeyleri kısacık anlatarak vurucu etki yaratmayı sevdiğini anladığım Meriç’in başka bir kitabına kısa sürede geçiş yapma şansı istiyorum.

Hani otobüste bir kitap çeker canınız, hani Türk filmi kıvamında olsa da dersiniz azıcık keyfimiz yerine gelse. Hani hep bildiğimiz şeyleri başka birisi çıkar da çok da tatlı söyler. Öyle bir şey Püf Noktası. İşin Püf Noktası, bana kalırsa ne istediğini bilmek ve mutlu olabilmek. Sanırım kitapta en çok öne çıkan tema bu.

Abone Ol

  • Entries (RSS)
  • Comments (RSS)

Arşivler

  • Eylül 2017
  • Ağustos 2014
  • Şubat 2014
  • Kasım 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012
  • Şubat 2012
  • Ocak 2012

Kategoriler

  • Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım
  • Filmler, sinema, film inceleme
  • Güncel, gündem, medya
  • Sanat, resim, tiyatro
  • Seyahat, mekanlar, hatıralar

Meta

  • Kayıt Ol
  • Giriş

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası
  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Öznur Doğan
    • Diğer 123 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Öznur Doğan
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...