• Hakkımda
  • Yazılarım

Öznur Doğan

Tag Archives: laurence sterne

Usta’m Doğmuş Dedim, Doğmuş

05 Pazar Ağu 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ Yorum bırakın

Etiketler

aziz nesin, james joyce, laurence sterne, nazım hikmet, sait faik abasıyanık, Turgut Uyar


Gün bugün sevinçli gün, umutlu gün bugün.

Usta’m  doğmuş -muş, – muş, -muş.

Gördünüz mü bu dünyada neler doğuyor  ve neler yaşanıyor?

Nazım Usta, Aziz Usta, Sait Faik Usta, James Usta, Laurence Usta ve tabii ki Turgut Usta.

Kitaplar cümle dolu, cümleler anlam ve hayat dolu iken,

sadece bir adam bir şiirle binlerce yaşam dolduruyorken,

kelimeler kapıları açıp kapatıyor,

heceler hücrelerimiz yerine geçiyorken,

ustaların doğumlarından hangi hadsiz bahsetmek istemez?

Şiir ile daha anlamlı bu hayat, ustalarla daha güzel.

Ölmeyen ustaların bir kere daha doğması şerefine.

Belkıs, Cevat ve Ne İdüğü Belirsizler

28 Salı Şub 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ Yorum bırakın

Etiketler

öznur doğan, balo sokak, defamiliarization, formalist, küçük beyoğlu, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, laurence sterne, maroia, orçun türkay, oznurdogan.com, russian formalism, taksim, tristram shandy


Kitapları severim. İnce kitapları severim. Kalın kitap büyük puntoyu severim. Kalın kitap karınca punto kitabı sevmem. İnce kitap karınca puntoyu sinsi bulurum.

Orçun Türkay ise farklı bir şekilde yazıyor hikayelerini bu sefer. Her hikaye için önce bir resim çiziyor – açık konuşalım çizimler acemice Orçun – ve sonra bu resimlere dair hikayeler oluşturuyor.

Resim çizmek zor iş, şimdiye kadar eminim pek çoğumuz çöp adam çizdik. Ve bunla da gururlandık bazen. Zaten resim yeteneği özel kişilere verilmiştir, dedik ve işten kurtulduk. Peki resim ile yazıyı birleştirmek? Normal bir resime hikayeler düzmek ve onları paylaşmak.

Orçun Türkay tam da bunu yapıyor bu sefer. Bir masada oturan iki adamı resmediyor, birisinin arkası dönük diğeri ise kızgın kızgın Orçun’a bakıyor. Orçun bunları çiziyor ve bu iki adama dair hemen bir hikaye yazıyor. Hikayeler, hikayeleri kovalıyor. Resimler yazılara dönüşüyor. Resim ve yazının ana malzemesi kalem ve kağıt zaten. Bir sorun yaşamıyor Türkay bu değiş tokuş sırasında. Hatta bildiği bir bölgeye girmiş olmanın rahatlığı bile vardır üzerinde, resim zordur çünkü evet. Kabul edelim.

Farklı bir tarzda yazıyor bir de Orçun Türkay. Bıçkın delikanlı ağızlarını severim ben. Hatta kaypak insanları da severim. Kaypaklığın yakıştığı insanlar gerçekten vardır. * Orçun da biraz bıçkın biraz kirli bir ağızla yazıyor. Yazılar Taksim’den çıkıyor, Küçük Beyoğlu’na yakıncacık Balo Sokak’ta nefes alan kısımları da var kelimelerinin.

Bu yüzden de sıradan bir dil olmuyor yazdığı, kendisine gönderme yapıyor bazen de. Evet, yazı bir anda duruyor ve siz onun bir hikaye olduğu gerçeğine yaklaşıyorsunuz. Biz buna “defamiliarization” yabancılaştırma diyoruz Rus yapısalcıları olarak. İçimdeki formaliste dur diyemem bazı bazı. Laurence Sterne olasım gelir.

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası
  • Abone Ol Abone olunmuş
    • Öznur Doğan
    • Diğer 123 aboneye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Öznur Doğan
    • Abone Ol Abone olunmuş
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucu'da görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...