• BEN KİMİM? / NEDEN YAZIYORUM?
  • SİZDEN GELENLER
  • Copyleft

Öznur Doğan

~ La beaute est dans la rue!

Öznur Doğan

Tag Archives: şizofren aşka mektup

Empati’nin Olasılıksız’lığı

28 Perşembe Haz 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ 4 Yorum

Etiketler

adam fawer, öznur doğan, empati, jean christophe grange, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, maroia, olasılıksız, oznurdogan.com, şizofren aşka mektup


Yunanistan’a yolculuk başlamışken ve yol da hazır 6 saat sürecekken yeni bir kitaba başlamanın tam zamanı dedim yıllar önce. Dan Brown’ın kol gezdiği bir dönemdi sınıfta. Herkes güzel oranlarda kitap okuyordu. Bir kitap 12 kişi tarafından okunuyor ve sonra sahibine teslim ediliyordu. Dil sınıfı olarak güzel patlamalardaydık. Bir gün arkadaşım sınıfa Olasılıksız’ı getirdi.

Olasılıksız’ın iyi patlama gösterdiği bir dönemdi. Evet, herkesin okuduğu bir kitabı neredeyse ilk defa aynı dönemde okuyacaktım. İlki yaşamanın tedirginliğini yaşıyordum. Kitabı yanıma almış olmaktan mutluydum. Okumaya başladım. Olasılıksız şimdiye kadar okuduğum kitaplara bir nebze benziyordu fakat farklı bir örgüsü vardı. İlk olarak kafa içindeki sesleri duymak ve kendimce hesaplamalar yapabiliyor olmayı sevmiştim. Ardından daima bir yerlerde yanık et kokusu aradım. Şizofren değildim, henüz böyle bir koku hiç almamıştım ama Olasılıksız’da baş kahraman olmayı enteresan bir iç güdü ile istiyordum. Garip yaratık şu insan dediğimiz.

Olasılıksız’ı 6 saatlik yolculuğun sonunda bitirmiş olmanın keyfini yaşıyordum fakat tatilde okuyacak kitap kalmamıştı. Ben de kitabı tekrar kurcalamaya karar verdim. Jean Christophe Grange’de yaşadığım “Bu adamlar bunları nasıl yazıyor?” sorularına tekrar gark oldu beynim. Açıklama getirmek gittikçe zorlaşıyordu. Ardından Empati geldi.

Empati hikaye olarak bana daha yakındı. Zaten burnumun da yanık et kokusu alacağı yoktu. Domuz gibi sağlam bir bünyem vardı anlayacağınız. Deliliğin peşinde koşturmak da yoruyordu biraz. Yeterince söz etmiştim delilikten ve ona dair her şeyden. Şizofren Aşka Mektup’u bile daha öncesinde okumuştum. Beyin beyin değil, çöplük.

Empati’yi okudukça Olasılıksız’ı geri plana itmeye başladım. Empat olma isteği ile yanıp kavruluyordum. Empat nasıl olunabilirdi? Herhangi birisi gerçekten empat olabiliyor muydu? Ben hangi empat olmayı seçerdim? Empati’yi okurken sorular soru üstüne geliyordu. Öncelikle kendimi tanımam gerekiyordu. Sesleri mi daha çok seviyorum renkleri mi? Yoksa tatları mı?

Asla iştahsız bir çocuk olmadım. Ardında bir şey seçtim kendime. Empat tabii ki de olamazdım ama bir empat gibi yaşayabilirdim. Tatları duyabilirdim örneğin. Bir makarnanın hafif tok sesini, elmanın ise inceye yakın… Zamanla kendimi empat olduğuma da inandırdım. Birazcık sayko potansiyeli yok değil, evet. Fakat beni içine alacak bir aksiyon yoktu. Burası İstanbul’du. Haval cümlelere dahil olması için İstanbul’un en az bir 3 senesi vardı. Demem o ki, Adam Fawer yazmış icat etmiş, kahrını ben çekiyordum. Empati Olasılıksız’ı solda sıfırda bırakmıştı gözümde. Birçok kişi Olasılıksız’ı ilk gözağrısı olarak görüyor ve vazgeçmiyordu fakat ben Empati’yi daha önlere alıyordum listede.

Romanları hala okumamışlara sesleniyorum, hiçbir şey için geç değildir. Başlamak kazanmanın yarısı, el elden üstündür. Damlaya damlaya göl olma ihtimali ise bir hayli yüksek.

Cezmi Ersöz’e 3 Varken

29 Salı May 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ 6 Yorum

Etiketler

öznur doğan, bana türkçe bir ekmek ver, cezmi ersöz, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, kitap yorumları, maroia, oznurdogan.com, şizofren aşka mektup


Şimdiye kadar Cezmi Ersöz’ü kaçınız okudu bilmiyorum. Adı çok  duyulmuş, çok bahsedilmiş, yaftalanmış ya da yapıştırılmıştır ama ben bu adamın bahsedildiği kadar okunduğunu düşünmüyorum.

Lise boyunca üzerimde bir arabesklik. Artık nereden de görmüşsem Şizofren Aşka Mektup’u görmüş ve duymuşum. Dünyanın en alınmaz kitabı oluvermiş benim için. Alamıyorum ve büyük bir tutku ile bu kitabı okumak istiyorum. Bir türlü fırsat bulup satın alamıyorum fakat dilimde müthiş bir Cezmi Ersöz var. Nasıl hoşuma gidiyor o buram buram arabesk, buram buram “ben aşığım!” havaları. Böyle havalar rica ediyorum hayatın hiçbir döneminde olmasın. Bu yüzden de inat ediyorum, o kitabı okumalıyım! Satın almaya gidiyorum kitabı, ne göreyim? Bitmiş. Koskocaman Şizofren Aşka Mektup nasıl biter? Cezmi’m (?) yazmış benim onu yahu!

Neyse diyor Bana Türkçe Bir Ekmek Ver’i alıyorum. Cezmi cezmidir işte. Ne kadar farklı yazabilir ki diyorum. Ekmeği de duygusal istiyordur bu adam. Aşkla yaklaşıyordur ekmeğe. Nasıl olsa doyum söz konusu. Fakat benim tahmin ettiğim konularla hiç alakası çıkmıyor Bana Türkçe Bir Ekmek Ver. Kısacık kitabı kısacık sürede okuyup bitiriyorum ki gidip Şizofren Aşka Mektup’u alayım. Ergenim, damarlarımdan asilik ile karışık yüksek promilde arabeskizm akıyor. Akamayagörsün.

Ardından arkadaşım hediye ediyor Şizofren Aşka Mektup’u. Okuyorum.

“E bu neymiş yahu?” deyip kitabı yarısında bırakıyorum. Ergeniz de o kadar değil. Ama kimseye de söyleyemiyorum keza çok yırtmışlığımız var kendimizi Cezmi diye. Nenem ölsün sarı gelin, işte olaylar böyle ilerlerken ve ben kitap bilincinden uzak, kendi arabeskimde gömülüyken kaldırmıyor kafam Ersöz’ü. Yaşlanmak mı gerek yoksa başka bir şey mi? Nasıl bu kadar üzerine basa basa anlatılır her şey. Böylesine açık ve gözler önünde?

Şaşırmamak elde değil. Olmayan kitap kültürüm Cezmi’yi reddediyor, kanımız da uyuşmuyor. Ben bir dönem leyla gibi Cezmi peşinde koştuğumla kalıyorum. Aklıma geldikçe gülüyorum. Şizofren Aşka Mektup’tan bölümler okuyarak sözde sevilene yazdıklarımı hatırlıyorum. Çocukluk yine de güzel, ergenlik de öyle fakat yüksek oranda Cezmi, adam öldürebilir.

Abone Ol

  • Entries (RSS)
  • Comments (RSS)

Arşivler

  • Eylül 2017
  • Ağustos 2014
  • Şubat 2014
  • Kasım 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012
  • Şubat 2012
  • Ocak 2012

Kategoriler

  • Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım
  • Filmler, sinema, film inceleme
  • Güncel, gündem, medya
  • Sanat, resim, tiyatro
  • Seyahat, mekanlar, hatıralar

Meta

  • Kayıt Ol
  • Giriş

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası
  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Öznur Doğan
    • Diğer 123 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Öznur Doğan
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...