• Hakkımda
  • Yazılarım

Öznur Doğan

Tag Archives: komotini

Bir Karış İstanbul’da Üç Kuruş Aklım

07 Salı Şub 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ 2 Yorum

Etiketler

ömer ayhan, öznur doğan, bir karış istanbul, gümülcine, içimizdeki şeytan, kitap, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, komotini, maroia, oznurdogan.com, sabahattin ali, yapı kredi yayınları, İstanbul


Daha dün gece yaklaşık 20 sayfası kalan Bir Karış İstanbul kitabını bitirdim. Ömer Ayhan yazmış. İlk defa denk geldim Ömer Ayhan’a. Önce Sadri Alışık selamı verdim sonra sayfalarını araladım. Yanlışlıkla duvara dayadığım ve hafiften rutubetle nemlendiği için üzüldüm. Üzülmedim değil.

Sonrası… Sonrası tam da damağımda kalan müthiş tat. Yenilere bakıyorum yeniler alıyorum. En çok eskilerle harmanyalabildiğim yenileri seviyorum. Romanı roman üzerine hikayeyi de hikaye üzerine katıyorum.

Ömer Ayhan’a başlayınca beynimde bağlantılar başlıyor çabucak Mine Söğüt’ün Deli Kadın Hikayeleri ile. Böyle vurucu böyle sağlamdı Mine Söğüt de.

Sanırım sıradan aşk polisiye vs tüm o diğer hikayelerden daha fazla seviyorum kısacık fakat çok şey anlatan yazıları.

Birkaç şiir de var öyle Göçebe mesela. Bir de Acaba.

Yazarların hayatlarını da vurucu bulduysam bir de keyfime diyecek yok.

Akşam 1 otobüsü ile Gümülcine’den İstanbul’a doğru hareket eden otobüste İçimizdeki Şeytan’a kaldığım yerden devam ediyor olacağım. Onu da hemen Darwinisme bağlıyorum fakat onu yeni bir sayfaya bırakıyorum.

Ps: Dangalak gibi çirkinleşen yazımı düzelttim. İtina ile güzel yazıyla geliyorum. Öptüm.

Yunanistan’a Yolculuk

25 Çarşamba Oca 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ Yorum bırakın

Etiketler

alexandropoli, öznur doğan, dedeağaç, kavala, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, komotini, maroia, oznurdogan.com, ukrayna, yunanistan


Her sene fırsat buldukça kaçmaya çalıştığım, gittiğimde de çok fazla yer gezemediğim için sıkılıp dönmeye karar verdiğim memleketime bir kez daha yol alıyorum.

Yarın sabah saat 10’da otobüs otogardan kalkacak, akşam üzeri 4’te ben köyün girişinde inmiş olacağım. Köy diyorum da çok arada kalıyorum köy demeye. Arnavutköy’ün gerçekten köy gibi olduğunu düşünürsek (sahil kıyısında olan değil), sanırım benim gideceğim Aşağıköy(Arsakeion) o kadar da köy değil. İki katlı villa tipi evler, pimapen camlar, mazotlu ısınma sistemleri, neredeyse hane başına düşen 2 araba ile pek köy değil evet.

Ama benim dem vurmak istediğim şey şu gidip de sıkılmalarım. Sıkılıyorum çünkü bu ah parayı hemen harcama hastalığım beni hep yarı yolda bırakıyor. Bir bakıyorum ki gezecek param kalmamış. Nereye harcamışım? Arkadaşlarımla içmeye, yemeye, gezmeye. Sonra sen Yunanistan’a yaşından fazla git ama Selanik’i görme.

Bizimkiler de (anneanne, teyze, dayı, enişte) götürmüyorlar orası da birazcık acı. Ama seneye affetmem. Bu yaz için hedef Yunanistan değil Ukrayna.

Şimdiye kadar en azından Dedeağaç (Alexandropoli), Gümülcine (Komotini), Kavala gibi kentleri gezdim. En çok Kavala’yı seviyorum fakat. Ah o denizi. Sonra Dedeağaç. Gümülcine’de zaten deniz yok.

Demem o ki, gidip de dönmek istemeye gidiyorum yarın Yunanistan’a. Bir bakalım özlemiş mi beni memleket.

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası
  • Abone Ol Abone olunmuş
    • Öznur Doğan
    • Diğer 123 aboneye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Öznur Doğan
    • Abone Ol Abone olunmuş
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucu'da görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...