Etiketler
öznur doğan, buğra batuhan berah, georgos dalaras, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, maroia, notis sfakianakis, oznurdogan.com, yunan ezgileri, yunan müzikleri, yunan şarkıları, yunanca, yunanistan
Bir şarkının neler yapabileceğini kestiremezsin bazen. Seni tam olduğun yerden alır, nereye götürdüğünüz zaten fark edemezsin. Yunan şarkısıdır bu şarkı. İçine dolar, nefesini doldurur. Taa içine kadar, ilk nefes alışının başladığı yere kadar.
Hatta ilk insanın ilk nefesine ulaşır şarkılar. Anlasan da anlamasan da lisanından ki lisan ile insan birbirinden ayrı gibi görünür de hep aynıdır, için ısınır için yanar. İçinde bir duygu dalgalanır, gözlerin dolar. İngilizce değildir çünkü o saatte en bilinen dil ve en söylenen. Yunanca’dır. Yunansındır sen de çünkü.
Tüm şarkılara eşlik edebilecek haldesindir, karşında sevdiğin birisi ya da birileri varsa hayat tamamlanmıştır. Ne düşündüğün okulun kalır ve sınavların, ne de iş hayatın. Çünkü dinlenirsin hayatın en yoğun, en keşmekeş noktasında. İstanbul’dasındır ya da başka bir şehirde ama yüzün hem Yunan şarkılarına kıyıdır. Onun ışıltısını hissedersin teninde.
Bir masa kurmuşsundur, önünde rakın hem de en beyazından. Mezeler henüz tam gelmemiştir, garson hızlıdır çalışkandır fakat. Yay gibidir çalışmaya hazır vücudu. Rakına eşlik edecek özel insanlar vardır yanında. Rakına eşlik edenler çoktan şarkına da eşlik etmiştir, tabii ki hayatına da. Arkana yaslanırsın şöyle bir, koca bir nefes alırsın Yunan şarkılarından. O anda tüm vücudun yenilenir, bebeksindir; tam da büyümüşlüğün içindeki bebek.
Vazgeçtiğin arkadaşlar, senden vazgeçenler, aşklar, ümitler ve dahası hep aklındadır. Hayat acıların içinde belini doğrultmaya çalışan bir yaşlı çünkü, huzurevine de bırakılmayan. Yine de, tüm aksiliklere rağmen tek bir baston yetiyordur onu yürütmeye. Küçük bir kaldırım taşında dinleniyordur hep, sol elini sağ dizinin üzerine koyarak.
Sevdiğini daha çok seversin böyle gecelerde… En çok onun hatırası vardır aklında. Sesini duyabileceğin bir durumdaysan ne ala… Söyleyebiliyorsan yani Yunan’ın şarkısını elin adamına ya da kadınına. Nasıl da senin olur o insanlar, elin değildir o çünkü, senindir.
Tüm kıyılar senin kıyılarındır. Deniz senindir, denizdeki damlalar senindir. Aslında sen hepsisindir. Aynı anda, saydamsındır, şeffafsındır. Bilmediğin Yunan dilinde küçük bir harf, bilinmeyen isimsindir.
İşte ben de böyle hissederim hep ve bu yüzden Yunan şarkıları öldürecektir bizi. Ölürken biz, arkada onlar çalacak, Yunanistan’dan gelen bir rüzgar içimizi ısıtacaktır. Rüzgarın sesi ıslığa dönüşecek, yıldızlar bir kez daha parlayabilmek için yarışacaktır.
Ses suyun üzerinde daha kolay gider, nehirler ve denizler hep taşır bu yüzden sesleri. Duyduğun her şarkı, Yunan şarkısıdır şimdi içimde. Bizi bu Yunan şarkıları öldürecek ve yine onlar diriltecek dalarken biz sonsuzluğa.