• BEN KİMİM? / NEDEN YAZIYORUM?
  • SİZDEN GELENLER
  • Copyleft

Öznur Doğan

~ La beaute est dans la rue!

Öznur Doğan

Tag Archives: kitap tanıtım

Dövüş Kulübü ve Ölüm Pornosu Kaosu

14 Cumartesi Tem 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ Yorum bırakın

Etiketler

ayrıntı yayınları, ölüm pornosu, öznur doğan, chuck palahniuk, dövüş kulübü, fight club, kitap tanıtım, marla singer, maroia, tyler durden, yeraltı edebiyatı


Hadi hepimizin bildiği, izlediği, izlemese de fikir sahibi olduğu bir kitaptan bahsedelim. Herkesin diline bir Marla Singer, Tyler Durden yerleştiren filme/kitaba. Kitap 2001 yılında yayınlanıyor. İlk basımın 2001’de olması bir garip çünkü filmin yayınlanma tarihi 1999. Demek ki senaryo kitaba aktarılıyor. İşte bu yüzden önce filmi izleyip ardından kitabı okuyanlar için Dövüş Kulübü, namı diğer Fight Club daima filmin önde tutulduğu bir hikaye oluyor.

Filmi bu kadar öne çıkaran en önemli noktalardan birisi şok edici sonu, bir felsefe etrafında kurulu oluşu ve sapasağlam kadrosu. Kitabı okurken Tyler Durden’ı Brad Pitt’ten başkası olarak düşünemiyorsunuz. Ben de sizin gibi önce filmi izleyip ardından kitabı okudum. Hatta film ile kitabın arasına çok bir süre de girmedi desem yeridir. Benim için de kitap hayal kırıklığıydı. Hani her seferinde kitabı önce okuruz da filme bok atarız ya: Da Vinci Şifresi – Melekler ve Şeytanlar vs. Bu sefer sistem tam tersten işliyor. Arkadaşlar açık konuşalım, bir eseri ilk gördüğümüz anda hangi formda beğeniyorsak o formdaki halini beğenmeye devam ediyoruz. Yani Fight Club resim olarak yapılabilseydi biz en çok resmi sevecektik. Yanlılık yapıp kitabı hiç etmenin alemi yok. Bence…

Dövüş Kulübü öylesine realist bir hikaye üzerine kurgulanmış ki her an bir yerlerde gerçekten Dövüş Kulübü varmış gibi hissediyorsunuz. His algılarınızla Chuck Palahniuk bir güzel oynuyor. Hadi birlikte sabun yapalım! Hadi! Kocaman bir ordu olup dibine kadar şizofreni yaşayalım! Chuck Palahniuk ve kitaplarını yeraltı edebiyatına atan etken onun gerçekleri olduğundan daha gerçek anlatması. Açık konuşalım ki garsonların çorbalara gerçekten işeme gibi bir alternatifi var!

Okuduğum ikinci Chuck kitabı ise Ölüm Pornosu. Aman diyelim, porno yazdık mı bir yerlerden patlayabiliriz gibime geliyor. Yine de dilimin kemiği olduğunu hiç sanmıyorum. Kitabın adında ve hikayesinde seks/porno geçtiği için kitabı ülkede yasaklatmaya çalışan angut bir zihniyet var. Kendileri leylek tarafından değil angut kuşları tarafından getirilmiş, isabetsizlik o ki yere kafa üstü düşmüşler bacadan girmek yerine.

Her kitabın yayınlanma hakkını savunan birisi olarak Ölüm Pornosu’nun kaldırılacağını duyduğum anda satın aldım. Göçmen damarım tutuyor bazen, çok inatçı olabiliyorum. Ardından kitabı kısa süre içerisinde bitirme zevkine kavuştum. Kitap hızlıca bitti fakat ağzımda kalan tadı tam olarak adlandıramadım. Çok iyi kitapların bıraktığı tada benzemiyordu. Çok kötü ya da kötü de değildi. Bana bıraksaydınız bu konuyu, Ölüm Pornosu vasattı. 2 saatlik pornoların toplamda sadece 5 dakikasının izlendiğini düşünürsek kitap da bu kıvamdaydı. Nasıl desek? Ölüm Pornosu günün sonunda bir Alex değildi.

Albert Camus’yü Okumak / Mutlu Ölüm ve Yabancı

28 Perşembe Haz 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ Yorum bırakın

Etiketler

albert camus, öznur doğan, düşüş, içimdeki deniz, kitap inceleme, kitap tanıtım, mar adentro, mutlu ölüm, oznurdogan.com, yabancı


Zordur. Albert Camus şimdiye kadar pek çok insan tarafından karmakarışık (!) bulunduğu için bir kenara bırakılmıştır. Albert Camus okuyacaklara en büyük tavsiyem tüm dikkatlerini kitaba vermeleri gerektiğidir.

Şimdiye kadar yalnızca üç Camus kitabı okumama rağmen bu izlenime çoktan kapıldım. Aslında daha ilk anlarda yani Camus ile ilk tanıştığımda anlamıştım bu adamla çok iyi anlaşamayacağımızı. Yabancı adlı kitabını çok kez duymuş fakat okuma fırsatı bulamamıştım henüz. Bir yerlerden bulmam gerekiyordu bu kitabı. O dönemde de Hürriyet Gazetesi kitapları dağıtmakla meşguldü. Ellerinde kalmış herhalde normalde yapmazlar böyle güzellikler. Aldım kitabı elime, başladım okumaya. Genç bünyeme ters düşüverdi Camus. Daha lise ikinci sınıftayım. Okuduğum kitapların içerikleri hiç Camus’leşmemişti. Anlamadım. Hikayeyi algılayamayan beynim kitabın kapağını da kapattırdı. İki buçuk sene sonra açabildim.

Yabancı bittiğinde kendimi bir çuvalın içinde taşıyormuşum gibi hissettim. Üzerimden dozer değil jet geçmişti. Yorulmuştum fakat garip bir galibiyet gülümsemesi vardı yüzümde. Albert Camus ile bir kez tanışmıştım ve benim tabiatımda tanıştığım insanları unutmak yoktu. Sadece ara veriyor ve biraz uzaklaşıyor, yorumlardan ve beynimin bağlantılarından uzaklaşıyordum. İkinci kitap müthiş bir kitapkurdu olan arkadaşım tarafından armağan edildi. Düşüş.

Üzerine bir şeyler yazmamı da istemişti kendisi. Sanırım yazdıktan sonra bu yazıyı ona yollamayı unuttum, ancak o da hiç aman efendim şuralarda bir Albert yazıyordu, Camus yazıyordu demedi. Olmaz! Dikkat gerek, takip gerek. Dönelim Düşüş’e. Düşüş benim için boyut ötesinde bir noktada oldu. Camus’yü okumak benim için hala zordu fakat aldığım keyif Yabancı’dan çok daha fazlaydı. O yazımın linki tam da şurada aslında.

Ve ardından doğum günümde bir diğer arkadaşımın hediye ettiği Mutlu Ölüm. Mutlu Ölüm benim için Camus üçlüsüne nokta atışı yapıyor. Dünya üzerindeki nadide threesomelardan bir tanesi olma özelliğine sahip. Sanki hepsi birbirini çoktan tamamlamışlar da birileri bunun haberini bize vermemiş gibi. Sonra düşünüyorum, Albert Camus’nun bunların hepsini tek bir roman için yazdığını hayal ediyorum. Konudan uzaklaşıyorum, Mutlu Ölüm üzerine düşünmeye başlıyorum.

Hem Mutlu Ölüm hem de Yabancı benim üzerimde buz parçasının dolaşması etkisi yaratıyor. İnsanın ne zaman ölmesi gerektiğini düşünüyorum Mutlu Ölüm’den sonra. Ne zaman kabul eder ki İçindeki Deniz’i? Bir seri katil olmayı başarabilir miydiniz peki? Bu hayatta kaç kişi bir tekerlekli sandalyeye bağlı kalarak yaşamayı kabul eder.

Albert Camus işte bunu yapıyor. Demir bir yumruk ile vuruyor karnınıza. Onda hiçbir şey tek boyutta değil. Sebepler ve sonuçlar, başlangıçlar ve bitişler… Hepsi bir flu fotoğrafta saklı.

Albert Camus okumak bana hiç kolay gelmesi. Çok kolay diyenin de alnını karışlamayı borç bilirim. Yeni kitaplara dalsak mı dersiniz?

Abone Ol

  • Entries (RSS)
  • Comments (RSS)

Arşivler

  • Eylül 2017
  • Ağustos 2014
  • Şubat 2014
  • Kasım 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012
  • Şubat 2012
  • Ocak 2012

Kategoriler

  • Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım
  • Filmler, sinema, film inceleme
  • Güncel, gündem, medya
  • Sanat, resim, tiyatro
  • Seyahat, mekanlar, hatıralar

Meta

  • Kayıt Ol
  • Giriş

WordPress.com.

Vazgeç
Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası