• BEN KİMİM? / NEDEN YAZIYORUM?
  • SİZDEN GELENLER
  • Copyleft

Öznur Doğan

~ La beaute est dans la rue!

Öznur Doğan

Tag Archives: emre kongar

Bir de Baktım Yokum

02 Pazartesi Tem 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ 2 Yorum

Etiketler

araf, öznur doğan, bir de baktım yoksun, can su boğuşlu, can yayınları, Cesare Pavese, dream tv, emre kongar, güven erkin erkal, maroia, merhmet barlas, oznurdogan.com, yekta kopan


Şimdiye kadar arkaya dönüp baktığımızda kimler vardı ki zaten? Bir de baktık en sevdiğimiz arkadaşlarımız, en sevdiğimiz dostlarımız, annemiz, babamız ya da diğerleri… Bir de dönüp baktık ki hayat bıraktığımız yerde değil.

Yekta Kopan’ı sadece televizyondan bilenlerin aksine kaleminin de iyi olduğunu bilmek beni rahatlatıyordu önceleri. Nasıl ki şişe dibi gözlüklü canım Emre Kongar’ın işi sadece Mehmet Barlas ile NTV’de didişmek değildi ve en sosyologtan daha sosyologtu, kitaplar yazıyordu. İşte Yekta Kopan da sadece tv’de var olan birisi değildi. Biliyordum fakat kitabını henüz okumamıştım. Bir Kopan gerçeği vardı ortada. Yeni bir kitap vardı bir de. Adı ile daha ilk anda bir kez dokunan hayata.

Arkadaşım kitabı bana hediye ettiğinde sevinmiştim bu yüzden. Uzun zaman sonra, uzun konuşmamazlıklardan sonra hediye etmişti hem de. İkimiz de ardıma baktığımızda yoktuk bir süre. Yok olmak hem acı verici hem acı çektiriciydi. Yok olmak aslında hep kötüydü.

Sonra kitabın kapağına baktım. Bir nefes alamama gibi oturuyordu boğaza. Arkasını çevirdim kitabın. Can Su Boğuşlu. Ne kadar uzun zamandır biliyordum seni. Dream Tv döneminden daha. Güven Erkin Erkal’a yardım ettiğin dönemden. Fotoğraf çekip yayınladığın dönemden. Kitap gittikçe anlam kazanıyordu. İçindekini merak ediyordum. Daha da merak ediyordum.

Kitabı bir solukta bitirdim.

Bir solukta arka bahçeye açılan gizli kapıya geldim. Araf’ta olmak gibiydi. Bir yanda ölüler vardı, yani asla yaşlanmayacak olanlar. Ölmek, bir yandan iyi bir yandan kötüydü. Ölmek demek, yaşlanmamak demekti. Daima o yaşta kalmak. Ve hatta bazı inançlara göre gençliğine bile dönecektin öldükten sonra.

Konuşmalar büyüyordu, yazılar çoğalıyordu. İki kişi kendi arasında konuşuyordu. Onları seyre dalıyordum. Ben okumaya devam ediyordum. Ne anlamlar çıkarıyordum.  Bir de bakıyorduk ki okuduğumuz sayfalar yok etrafımızda. Kitaplarımız başkalarında. Kitaplarımız ve kitapsızlıklarımız mağazalarda.

Arkamıza bakıyoruz ki en sevdiğimiz adam ya da kadın çok farklı olması gerekenden. Örneğin elinizi eskisi gibi tutmuyor. Örneğin anneniz sizi artık düzeltmeye çalışmaktan vazgeçmiş. E pes etmiş yani. Yani bezmiş.

Bir de baktım ki kitabın son sayfalarındayım. Bir de bakacağım ki iki sene sonra, kitabı yalnızca bu yazı ile hatırlayacağım.

Bir de baktım ki en sevdiğim insanlar çoktan uzaklaşmış ve yaşım 65. Ve kendimle konuşuyorum, Cesare Pavese olamadan.

Abone Ol

  • Entries (RSS)
  • Comments (RSS)

Arşivler

  • Eylül 2017
  • Ağustos 2014
  • Şubat 2014
  • Kasım 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012
  • Şubat 2012
  • Ocak 2012

Kategoriler

  • Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım
  • Filmler, sinema, film inceleme
  • Güncel, gündem, medya
  • Sanat, resim, tiyatro
  • Seyahat, mekanlar, hatıralar

Meta

  • Kayıt Ol
  • Giriş

WordPress.com.

Vazgeç
Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası