Etiketler

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,


Uzun zamandır  bir kitabı okurken yorulduğumu hissettim. Neden? Çünkü beynimi daha çok kullanmak zorunda kaldım. Bilmediğim terimler, isimler, cisimler. Klasikleri Niçin Okumalı? beni çok güzel tarumar etti. Fakat azimle okuyan kitabın sonunu görür. Ben de gördüm.

Italo Calvino sadece bir hikaye yazarı değil, deneme yazarı da. En beğendiği kitapları mercek altına almış, kült kitaplar ve önemli yazarlardan şairlerden derlemeler sunmuş. Her şey ilk başta çok güzel görünmüştü gözüme. Bir tatlı gelmişti Italo amca. Neden mi? Şöyle bir arka sözü vardı çünkü kitabın;

Öncelikle Stendhal’i severim, çünkü yalnızca onda bireysel ahlaki gerilim, tarihsel gerilim, yaşam atılımı bir bütün oluşturur: Romanın çizgisel gerilimidir bu. Puşkin’i severim, çünkü berraklık, ironi ve ciddilik demektir. Hemingway’i severim, çünkü yalınlık, abartısızlık, mutluluk arzusu, hüzün demektir. Stevenson’u severim, çünkü sanki uçar. Çehov’u severim, çünkü gittiğinden daha öteye gitmez. Conrad’ı severim, çünkü derin sularda seyreder ve batmaz. Tolstoy’u severim, çünkü kimi zaman “hah, şimdi anlıyorum nasıl yaptığını” duygusuna kapılırım, oysa bir şey anladığım yoktur. Manzoni’yi severim, çünkü düne kadar nefret ediyordum. /…/ Gogol’u severim, çünkü açıkça, kötülükle ve ölçüyle çarpıtır. Dostoyevski’yi severim, çünkü tutarlılıkla, öfkeyle ve ölçüsüzce çarpıtır. Balzac’ı severim, çünkü kâhindir. Kafka’yı severim, çünkü gerçekçidir. Maupassant’ı severim, çünkü yüzeyseldir. Mansfield’i severim, çünkü zekidir. Fitzgerald’ı severim, çünkü halinden memnun değildir. Radiguet’yi severim, çünkü gençlik geri gelmez bir daha. Svevo’yu severim, çünkü yaşlanmak da gerekir…

Fakat işin yüzü sonra değiştir. Odysseia, Ksenophon, Ovidius, Robinson Cruose, Stendhal, Balzac, Charles Dickens, Mark Twain, Tolstoy, Henry James, Hemingway ve Cesare Pavese hep bildiğim yerlerdendi. Hoca soru sorsa buralardan; 3 ya da 5 ya da 10 şey söylerdim hepsine dair. Ama…

Orlondo Furioso, Gerolamo Cardano, Giammaria Ortes, Robert Louis Stevenson, Carlo Emilio Gadda, Eugenio Montale, Francis Ponge girdi işin içine. Yeni bir şeyler öğrenmenin güçlü hevesi ve okuduklarıma yetişemem kırgınlığı arasında gittim geldim bu kitapta.

Sanırım  yapmam gereken şey bahsedilen tüm yazarları dipli başlı okuduktan ve öğrendikten sonra tekrar dalmak Klasikleri Niçin Okumalı?’ya. (Pek sanılacak bir durum da yok aslında, normal olarak yapmam gereken şey bu.)

Bu kitabı sıradan bir “Ölmeden Önce 100” kitabı gibi görmemeniz gerekiyor. Hatta sizin klasik deyip ilahlaştırdığınız çoğu kitaptan bahsetmiyor. Bu kitap ‘klasikleri’n neden klasik olduğunu da araştırmıyor. Varlığının su götürmez olduğu kitapları hangi kategoriye alsak sansırısı da yaşatmıyor. Italo Calvino kendi klasik listesini inceliyor, onlara dair fikirlerini ve incelemelerini açıklıyor.

Böyle engin bilgi karşısında tabii ki de kitap bana bir beden büyük geliyor. Bu söylüyor olmanın hem samimiyeti hem de üzüntüsü içindeyim şu an. Hala kendimi çok gerilerde, çok geç kalmış hissediyorum. Ne zaman yetişeceğim şu edebiyat trenine?

Ve bir de son olarak Kemal Atakay’a çevirisinden dolayı teşekkür ediyorum. İnsan bu bilgilere sahip olmadan sıttin sene geçse çeviremezmiş bu kitabı. Saygılar.