Etiketler
anton çehov, öznur doğan, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, maroia, martı, oznurdogan.com, yapı kredi yayınları
Simgeler alır simgeler satarım. Severim imgeleri ve simgeleri. Bir martının insan olabilişinini de severim bu yüzden.
Treplev vuruyor bir martı. Ben martıları vurmadım şimdiye kadar çünkü onun gibi kendimi de vurabilmeye açık değilim henüz. Martıları da beslemedim ama şimdiye kadar. Bir simiti on beş parçaya bölüp on beş farklı martıyı doyurmak değildi amacım da.
Bir tiyatro oyununu okumak farklı bir deneyim. Siz kendi karakterlerinizi kendiniz yerleştiriyorsunuz sahnenin her yerine. İstediğiniz gibi hareket ettiriyorsunuz saçlarına gözlerine renk veriyorsunuz. Bir de tiyatro yazmak üzerine bir tiyatroda işin meta oluşu daha çok vuruyor insanı.
Martı sadece Treplev değildi en başından beri. Martı herkesin yerine koymak istediği şeydi. Nina’nın sorunlu giden aktristliğiydi ya da Trigorin’in kendi ruhunu tüketişiydi.
Benim martım İstanbul’dan ayrılamayışım oldu kitabı kapattığımda. Sizin martınız neydi peki?