Etiketler

, , , , , , , , , , , ,


Kış günlerinde içinizi ısıtan, sizi bağırta bağırta güldürten Jackass. Biz ondan 2012 senesi boyunca vazgeçemedik. Her bir bölümü ayrı bir zevkle izledik. Bira, çerez, okey taşları, mangal, kömür, sosis ve fazlası. Koca kışı bu adamlarla birlikte geçirdik. Kah bacak aramıza tekme yemiş gibi büzüldük, kah midemiz bulandı, kah çenemize gülmekten ağrılar girdi. Jackass sen çok yaşa.

Peki nereden geliyor bu Jackass’çi abiler? Jackass 2000 yılında MTV’de yayınlamaya başlayan bir program aslında. Kökeni ise daha önce birkaç genco tarafından hazırlanmış Big Brother Magazine. 1999’da Johnny Knoxville “hadi bakalım ne kadar dayanıklıyız, bir deneyelim bu götleri” diyerek planı ortaya sürüyor. Birkaç yere yolladığı bu fikir geri çevrilse de yine Big Brother Magazine’in kurucusu Jeff’ten “approved” yanıtı geliyor. Wee-Man ve ardından Steve-O’nun da katılımı ile başlamış oluyor Jackass hikayesi.

10 adam olarak koca bir Jackass grubu oluyorlar. Sırasıyla: Johnny Knoxville, Bam Margera, Chris Pontius, Steve-O, Ryan Dunn, Jason Wee-Man Acuna, Preston Lacy, Dave England, Ehren McGhehey, Brandon DiCamillo. Kendi limitlerini, acı eşiklerini, mide öz sıvılarını denemek isteyen bu adamlar işin içine sadece kendilerini değil anne babalarını, arkadaşlarını ve çekim ekibini de katıyorlar. Bir bakıyorsunuz Bam’in annesine ölüm korkusu yaşatan koca timsah şakası bir bakıyorsunuz elde saç traşı makinesi ile onu bunu kelleyen Johnny.

jackass-izle

Şimdi ben bu kadar ballandıra ballandıra anlattıktan sonra içinizden diyenler olmuştur: Bunlar gerizekalı, bunlarla eğlenenler de gerizekalı. Ya da şu şekilde: Bunların hepsi çok zararlı şeyler. Nasıl yapıyor bu insanlar bunları kendine? İşin birkaç boyut öteye götürüp Jackass’i tamamen sapkınlık olarak gösteren hatta Ryan’ın ölümüne hiç üzülmedik diye en yakın arkadaşı Steve-O’ya laf sokabilen spikerler de var. Evet, böyle insan küspeleri söz konusu. Fakat her bir filmin başında ve sonunda ve ortasında daima aynı şey söyleniyor, siz siz olun bunları denemeyin. Denersiniz bizim kadar şanslı olmayabilirsiniz. Evet, bu adamlar işlerini bilen adamlar ve ona göre hareket ediyorlar. Yaptıkları işin şov kısmının altında bir profesyonellik yatmadığını kimse söyleyemez. Nasıl ki parkur yapan sporcular nasıl düşmeleri gerektiklerini biliyorsa onlar da nasıl yaralanmaları gerektiğini biliyorlar. Yani golf arabası ile ben takla atsam kesinlikle boynumu kırmış ölmüştüm. Adamlar ölmüyor. Bilin bakalım neden? Ayrıca bu deli adamların çok boş insanlar olduklarını düşünmek de yersiz.

Johnny Knoxville’in künyesi tam olarak şöyle: aktör, yazar, komedyen, 96 ve 2011 doğumlu iki kızı, 2009 doğumlu bir oğlu var.

Bam Margera: profesyonel kaykaycı, aktör. Mayıs 2012’de çok sağlam bir sakatlanma geçirdi.

Chris Pontius: Aktör, vejeteryan ve Steve-O ile Wildboyz adlı bir programları mevcut.

Steve-O: Komedyen, aktör, Kanada – Brezilya – Uganda gibi ülkelerde yaşamışlığı var.

Ryan Dunn: Aktör, prodüktör, elim bir kazada hayatını kaybetti. 😦

Birkaç işi bir arada yapabilen adamlardır bu adamlar. Dave England örneğin, profesyonel buz kayağı yapmaktadır.

MTV’de yayınlanan bölümlerden sonra film hayatlarına başlama ateşini verirler. İlk film Jackass: The Movie’dir. 5 milyon dolar bütçe ile yapılan film sadece Amerika’da 60 milyon dolarlık bir hasılata kavuşmuştur. Çıktığı ilk haftadan itibaren uzunca bir süre birinci sırada kalmıştır.

Jackass: Number Two, 2006 yılında yayınlanan film 30 milyon dolarlık hasılat yaptı. Filmlerin içerik ayrıntılarına birazdan değineceğim. Şimdilik teknik bilgiler ile devam ediyorum.

Jackass 3-D ve 3.5, Ekim 2010’da yayınlanan 3D 30 milyon dolarlık hasılata ulaştı. Ardından 3.5’un gelmemesi imkansızdı. 2011 Haziran’da da beklenilen 3.5’a kavuşmuş olduk.

Şimdi gelelim herkesin söylendiği fakat bu adamların yaptığı eğlenceli şeylere:

Panda kıyafetleri giyip Tokyo sokaklarında mağazalara dalmak,

Penislerine ip bağlayıp havai fişek patlatmak,

Üzerine işedikleri karı yemek ve kusmak,

İçi dışkı dolu bir kabin ile yükseklere atlamak,

Popolarına et tutturup timsahların olduğu bir göle girmek,

Arazi aracının içinde birbirine dövme yapmaya çalışmak,

Fare kapanlarının olduğu odada çıplak ve yatarak gezmek,

Renkli toplar üzerinde sörf yapmak,

Eve timsah sokmak,

Arabanın içinde havaifişek patlatmak,

Burnuna wasabi çekmek,

Gözüne sülük tutmak,

Kickbox şampiyonu kadın ile dövüşmek,

Boks şampiyonu adam ile mağaza içinde dövüşmek,

Ve daha niceleri.

Evet, böyle yazınca gerçekten sevimsiz ve eğlencesiz geliyor fakat Jackass’i sevenler ve izlemiş olanlar bu yazdıklarımı hatırladıklarında it gibi güleceklerdir. Sevgiler.

Jackass 1 Trailer