• BEN KİMİM? / NEDEN YAZIYORUM?
  • SİZDEN GELENLER
  • Copyleft

Öznur Doğan

~ La beaute est dans la rue!

Öznur Doğan

Tag Archives: yedinci gün inceleme

Yedinci Gün’ün Şafağında Doğuya Bakın

19 Çarşamba Eyl 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ 6 Yorum

Etiketler

ihsan oktay anar, ihsan oktay anar kitapları, ihsan oktay anarın üslubu, yedinci gün, yedinci gün inceleme


Ha çıktı ha çıkacak derken Yedinci Gün raflardaki yerini aldı. Kısa bir süre sonra benim kitaplığıma da teşrif etmiş bulundu. Ön siparişler verilip herkes “ilk ben okuyacağımm!!” diye bağrınırken ben işin birazcık soğumasını bekledim. En azından ilk el delileri susmus olacak ben de rahatça devam edecektim okumaya. Aynen de öyle oldu. Yedinci Gün çıkışından bir buçuk hafta sonra elimde oldu. Ben onu bana ulaştıktan bir buçuk hafta sonra okudum. Mutluyum.

İhsan Oktay Anar’ın daima beklediğimiz kitapları, hemen yazsın da huzura erelim diye beklediğimiz yazıları söz konusu. Özellikle kitabın bittiğini ve yakın sürede basılacağını duyduğumuzda büyük bir aşk ile bekler olmuştuk kitabı. Daha ön siparişlerde internet üzerinden “Yedinci Gün’ün şifreleri” şeklinde haberler yapılmış fakat olaya değinilmemişti. Son zamanlarda hızlı bir şekilde popüler olmaya giden İhsan Oktay Anar’ın son kitabı doğal olarak en çok sükse getiren kitap oldu.

Süktü mü? Süktü. Şu anda hala tüm listelerde birinci sırada. En tepeye kurulmuş şöyle bir etrafına bakıyor. Büyüklük taslamıyor fakat. Kendini bilen adamın elinden çıkmış kitap.

Şimdiye kadar büyük bir tutku ile İhsan kitapları okuyup onları daha sonra değerlendiren kişiler Yedinci Gün’ü okuduğunda tam olarak ne hissetti bundan emin olamıyorum. Kitap gerçekten güzeldi benim için. Yeni bir büyülü dünyaya açılıyordu yine kapıları. Aynı zamanda yine gönderme üstüne gönderme, benzetme üstüne benzetme vardı kitapta. İsimler, mekanlar, hikayeler ve diğer her şey yine İhsan’ın keskin zekasının ürünüydü fakat…

Yedinci Gün benim için Kitab-ül Hiyel’in önüne geçebilecek bir kitap oldu. Daha yukarı çıkabilmesi için sanıyorum ki insanlardan biraz daha uzak tutulması gereken bir kitaptı. Umuyorum İhsan Oktay Anar sadece okuyanların gazına gelerek bu kitabı yazmamıştır.

Kitapta üç bölüm mevcut: Baba, Oğul ve Hayalet. Bildiğimiz teslis olan bu baba, oğul, kutsal ruh üçlemesinde üç farklı karakter bir potada eriyebilmeyi öğreniyor. Kitap üç farklı zaman üzerinde çizilmiş. Önce gelecek sonra geçmiş ve en son olarak da şimdiki zaman. İhsan Sait, Ali İhsan ve İdris Amin Zula.

Üç farklı karakter, tek bir insanda buluşuyor, üç farklı zaman tek bir zaman algısında bütünleşiyor. Bunu gerçekleştirebilmeleri için de tabii ki bir olgunlaşma döneminden geçmek zorunda kalıyorlar. Edebiyatta en bolundan karşılaştığımız bu maturity process’i Yedinci Gün’de de görmek beni mutlu ediyor. Demek ki diyorum, bir şeyleri anlayabiliyor ve yorumlayabiliyorum.

İnsanlığın başlangıcından, Zodyak’tan, Hristiyanlık’tan ve Müslümanlık’tan, çok tanrılı zamanlardan, Amerika’nın keşfinden ve diğer pek çok tarihi olaydan nasibi alan hikayelerde beni tek üzen nokta çok  basit bir çıkarım ile “ahan da mesaj budur.” dedirtmesiydi. Şimdiye kadar binbir hinlik, yüzbinlik sinsilik ile bize açık seçik mesajlar vermeyen (kitabın tümü hakkında) İhsan Oktay, bu kitapta sınır çizgisini biraz daha uzağa çekmiş ve bize kıssadan hisse tarzında bir son hazırlamış.

Kitap boyunca it gibi sırıttığımı göz önüne alırsak kitabı sevmediğim ve tamamen eleştirdiğim söz konusu olamaz. İnsan hallerini en iyi anlatan yazarladan birisi olan Anar, Yedinci Gün’de de bizi bize anlatmaya devam etmiş. İnsanların tek iken mazlum halk iken zalim olabildiklerini, kim vurduya giderken yolunu bulanların hikayelerini, şeytanın hinliğini, insanın aslında şeytana kanmaya dünden teşne olduğunu hep hatırlıyoruz Yedinci Gün ile.

İdris Amin Zula nam-ı diğer Emile Zola ve onun İtham Ediyorum yazısına neden gönderme yapmak istemişti peki Anar? Naturalizm akımından payını almış olan Emile Zola gibi Amin Zula da bilime maruz kalmış, toplumun onu şekillendirdiği, soyunun ve sopunun hatta yedi ceddinin hep Zula olduğu anlatılmıştır.

Yine de içimde bir uhdedir Yedinci Gün, keşke çok daha iyi olsaydı ve canım tıka basa Anar dolsaydı diye. Yine de bir diğer kitap gelene kadar, yaşasın Anar kitapları!

Abone Ol

  • Entries (RSS)
  • Comments (RSS)

Arşivler

  • Eylül 2017
  • Ağustos 2014
  • Şubat 2014
  • Kasım 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012
  • Şubat 2012
  • Ocak 2012

Kategoriler

  • Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım
  • Filmler, sinema, film inceleme
  • Güncel, gündem, medya
  • Sanat, resim, tiyatro
  • Seyahat, mekanlar, hatıralar

Meta

  • Kayıt Ol
  • Giriş

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası
  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Öznur Doğan
    • Diğer 123 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Öznur Doğan
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...