• BEN KİMİM? / NEDEN YAZIYORUM?
  • SİZDEN GELENLER
  • Copyleft

Öznur Doğan

~ La beaute est dans la rue!

Öznur Doğan

Tag Archives: journey motive

Thelma & Louise

21 Pazartesi Oca 2013

Posted by Öznur Doğan in Filmler, sinema, film inceleme

≈ Yorum bırakın

Etiketler

80'ler, 90'lar, ceena davis, deconstruct, do the right thing, eril toplum, erkek egemen toplum, erkekleştirme, journey motive, kovboy filmleri, louise, susan sarandon, taxi driver, thelma, thelma and louise, western filmleri, yolculuk motifi, yıkma


thelmaandlouise

Ders ve not dolu bir yazımızla daha karşınızdayız. Bu yazıda yine Kültür İncelemeleri dersinde işlediğimiz bir filmi inceleyeceğiz. Thelma and Louise baş kahramanları iki kadın olan tatlı bir film. Onu diğerlerinden farklı ve incelemeye değer kılan ise yarattığı yıkımlar. Edebi tabir ile deconstructionlar. Erkek egemen toplumdan sıkılmış ve bu baskıyı çok uzun zamandır hissediyor olan kızlarımız çareyi kaçmakta buluyor. Doğaya, batıya doğru hareket etmeyi seçiyorlar. Thelma daha önce herhangi bir yolculuk yapmamış oldukça pasif bir karakter. Kocasına söylemek istediklerini kolayca söyleyemiyor. Küçük bir çocuk gibi hayatını idame ettiren bir kadın. Tam olarak 80 ve öncesinde kadının naifliğini yansıtan uzun etekleri ile cinsiyetini yaşayan bir barbie bebek gibi. Louise ise ondan çok farklı. Saçlarını toplayan 90ların moda anlayışına göre giyinen çağının kadını. Erkeklere karşı sert durması gerektiğini bilen ve hatta geçmişinde bilmediğimiz önemli olaylar yaşamış olan. Bu iki karakterin çıktığı yolculukta değişeceğini tahmin edememek aptallık olur. Adı üzerinde yolculuk, yani ne diyoruz journey motif. Yola çıkan her karakter o yol bittiğinde değişmek zorundadır.

Bir “yol” filmi olan Thelma ile Louise’de karakterler ne kadar batıya kaçarlarsa o kadar başları derde girer. Normalde biliriz ki Western filmlerinde batıya giden o kovboylar büyük bir hiçliğe karışırlar. Sorunlardan uzaklaşır, o noktada sakinleşirler ancak Thelma ve Louise her ne kadar kendi güçlerini görmeye vakıf olsalar da hiçbir şekilde peşlerindeki kabustan kurtulamazlar. Bu kabus yalnızca polisler değildir. Aynı zamanda atarrkil toplumun her yönü peşlerinden geliyordur. Kadınların rahat nefes alabildikleri tek bir an yok gibidir. İlk önce barda taciz edilirler ardından yolda tır şoförü tarafından söz ile taciz edilirler. Son olarak bir hırsız tarafından kullanılmış olurlar. Tüm bunlar kadının savunmasızlığını ve kendi vahşi içgüdülerini kullanan erkekler tarafından gerçekleştirilir. Bu noktadan sonra bu iki kadın farklı insanlara dönüşmeye başlarlar. Filmi sırasıyla belirli ana başlıklar altında anlatarak rahatça çözümleyebiliriz. Filmin tarihsel boyutuna baktığımızda 70 ve 80lerde ortaya çıkan akımlar sonrası kürtaj ve doğumun çoğalmasıyla kadını kapılar ardında bırakma fikrini görürüz. Filmin geçtiği dönemde bunu en iyi yansıtan karakter Thelma’dır. Toplum tarafından bastırılmıştır, evinden çıkmaz ve kocasını dinler. Akıllarda kurulan kadın imgesine tamamiyle uyan bir kadındır.

thelma-and-louise-iki-kadin

Filmi mekan boyutunda ele aldığımızda birden fazla açıdan incelememiz gerektiğini görürüz. İlk olarak kadınların dar alanlardan yani evlerinden ve iş yerlerinden geniş bir yere kaçmak istediklerini görürüz. Dağ olarak bahsettikleri yere giderek özgürlüklerini ele alacaklardır ancak düşündükleri gibi gerçekleşmez. Ne kadar çok hareket ederlerse ve geniş alana giderlerse o kadar çok batağa saplanırlar. Sanki doğa bile eril bir hal almıştır ve onların başını belaya sokmak için çalışır. Bu açıdan doğanın koruyuculuğu da deconstruct edilmiş olur. Kadınlar doğanın farkındadır ancak erkek egemenliği peşlerindedir. Mekanın bir diğer önemli noktası ise iki kadını erkekleştirmesidir. Elleri silah tutan güçlü kadınlar haline gelirler. Normalde biliyoruz ki silah ancak erkekler tarafından kullanılır ve keskin zeka ile hareket etmek onlara özgüdür. Ancak film ilerledikçe Thelma ve Louise’nin bu yetenekleri ellerine aldıklarını, erkek algısını yıktıklarını görüyoruz.

Madem değişimlerden bahsediyoruz, bahsetmemiz gereken en önemli nokta tabii ki de iki kadının baştan ayağa değişmesidir. İki karakter hikayenin farklı zamanlarında değişimlere uğrarlar. En başta naif ve çıtkırıldım olan Thelma yaşadığı zorluklar karşısında evrilir. Eli silah tutan bir kadın, arkadaşını koruyabilecek hale gelir. Hatta Louise’in aklı karıştığında onu doğru noktaya o yönlendirir. Onlar erkek gibi gelişim gösterirken erkekler de kadın gibi olurlar. Kızlarımızın macerasını uzaktan izleyen, daha doğrusu bir filmmiş gibi izleyen bir erkek topluluğu oluşur. Görebileceğimiz gibi tüm bunlar farklı zamanlarda gerçekleşen değişimlerin aynasıdır. Aslına bakarsanız bu değişimler olmasa ne hikaye bir yol hikayesi olur ne de değişimler anlamlı kalır.

Final dönemi boyunca havadan dört tane film izlemiş olmanın mutluluğu ile hayatıma devam ediyorum. 🙂

Thelma And Louise Trailer

Kalifornia / Deliliğin Kol Gezdiği Yerler

12 Cuma Eki 2012

Posted by Öznur Doğan in Filmler, sinema, film inceleme

≈ Yorum bırakın

Etiketler

adele, brad pitt, carrie, journey motive, juliette lewis, kalifornia, yolculuk motifi


Juliette Lewis, miniciksin ama çok güzelsin! Bu kadının çirkin güzelliğinin hastasıyım. Natural Born Killer’da da bu yüzden sevmiştim onu. Hafif sapkın tipi ve bu tipine tezat minicik ağzı ve gözleri ile Juliette en beklemediğim rollerin kadını. Kalifornia aslına bakarsanız beklemediğim sertlikte geçen bir film oldu. Brad Pitt var madem, çıtır çerezlik film izlerim diye düşünmüştüm. Brad Pitt’e karşı garip bir düşüncem var henüz karar veremediğim. Fakat iş Juliette’ye gelinde değişiklik olmaması imkansız.

İki cahil aşık, iki eğitim görmüş aşık ile Kalifornia yollarına çıkarlar ve olaylar başlar. Birazcık Last Station gibi olsa da iki kadının ve iki adamın ortak noktaları, birbirlerinden ayıran özellikler ve iç dünyada yaşayan duygular ile oldukça dolu bir film. Bir de geriliyor insan. Başrol karakteri ölsün istiyorsunuz. Elinizden gelse bağıracaksınız yani o derece.

Early Grace cahil cühelanın önde gideni bir de asabi. Aynı zamanda sabıkası var ve durmadan adam öldürüyor. Bu kaba saba adamın minnoş da bir sevgilisi var. Adele Corners. Adele  Early’i çok seviyor fakat Early’nin kanında ayılık olduğu için kızı arada dövüyor, hırpalıyor. Küçük kızımız da durumu “Yaramazlık yapmadığım zaman beni cezalandırmıyor.” diye açıklıyor.

kalifornia-brad-pitt-izle

Kemikleriniz gıcırdıyor, yolculuğa çıkan 4 birbirinden farklı tipten 3’ünün evrimine tanık oluyoruz. İlk olarak Adele körce seviyor Early’i fakat gözleri ile gördüğü, yaşadığı şiddetten sonra fikrinde değişimler olmaya başlıyor. Tabii ki ondan nefret ettiğini söyleyemeyiz falan bu çıktıkları yolculuk yani durmadan söylediğimiz journey motive onları değiştiriyor.

Bir değişen kişi ise Brian. En başta naif ve aşık bir şekilde takılan Brian filmin sonuna doğru bir insanı öldürebilecek olduğunun farkına varıyor, gücü hissediyor. Silahı eline aldığında hissettiği garip erkeklik duygusu ile övünebiliyor. Bu genel olarak içimizde bulunan vahşet eğilime örnek bana kalırsa. Bir anda öldürüyor olabilmenin tadını almak, bir canlının hayatını elinde bulundurmak garip bir şekilde haz verici geliyor. Kendi ile çatışmaya devam ediyor tabii ki insan. Yaşadığı ve öğretildiği hayattan uzaklaşmak kolay değil. Spoiler dolu bir şeyler söylemek isterdim fakat söylemiyorum efendim.

Değişimin son halkası Carrie. Carrie nobran ve kibirli bir kız. Daha doğrusu zengince bir hatun. Zevk sahibi. Güzel ve bakımlı. Adele ile karşılaştıklarında onları bir paçavra olarak görüyor fakat zamanla o da Adele’e değer verir hale geliyor. Hatta onun saçlarını bile kesiyor. Carrie’nin en büyük değişimi önyargılarının kırılıyor olması. Early’e karşı duyduğu nefretin de daima artması.

Kalifornia garip deneyimlerin filmi. Brad Pitt’ten beklemediğiniz bir pisliğin filmi. İzleyiniz.

Kalifornia Trailer

Abone Ol

  • Entries (RSS)
  • Comments (RSS)

Arşivler

  • Eylül 2017
  • Ağustos 2014
  • Şubat 2014
  • Kasım 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012
  • Şubat 2012
  • Ocak 2012

Kategoriler

  • Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım
  • Filmler, sinema, film inceleme
  • Güncel, gündem, medya
  • Sanat, resim, tiyatro
  • Seyahat, mekanlar, hatıralar

Meta

  • Kayıt Ol
  • Giriş

WordPress.com.

Vazgeç
Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası