• BEN KİMİM? / NEDEN YAZIYORUM?
  • SİZDEN GELENLER
  • Copyleft

Öznur Doğan

~ La beaute est dans la rue!

Öznur Doğan

Monthly Archives: Ocak 2012

Gökyüzünden Görüntüler

31 Salı Oca 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ Yorum bırakın

Etiketler

öznur doğan, Cemal Süreya, Cesare Pavese, Ece Ayhan, Edip Cansever, Gökyüzü, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, maroia, oznurdogan.com, Turgut Uyar, yunanistan, Yıldız, İstanbul


Turgut Uyar’ı göğe bakabildiği için seviyormuşum meğerse bilmeden. Her sene buraya geldiğimde İstanbul’un o yıldızsız gökyüzünden uzaklaşmış oluyordum. Gökyüzüne bakmak çok zevkliydi çünkü burada. Aradan seneler geçti. Benim Yunanistan tatillerim azaldı ama gökyüzünün yıldızlı hali hiç bitmedi.

Balık tutmak zevklidir. Kaçınız balık tuttu bilmiyorum ama geceleri oltaları sabitleyip ucuna da çan takıp balık beklemek ayrı güzeldir sahil boyunda. Yere serersiniz birkaç örtü. Böceklerden de korkmazsınız ilginç bir biçimde. Halbuki taşların arasındadır onlar da sanki rahatsız etmek istemezler sizi.

Tam da dalarsınız gökyüzüne. Venüs’ü çoktan görmüşsünüzdür de başka yıldızlara kendinizce isim verirsiniz. Bir çan sesi gelir. Mırmır çıkmıştır denizden. Mis gibi tertemiz deniz size bir armağan verir. Mırmır da mutlu mudur bilinmez halinden sakince çıkar iğneden.

İşte öyle akşamlarda o balıktan sonra gök hep daha parlak ve yıldızlı görünür. İstanbul’da tutsanız aynı balığı aynı yıldızı göremezseniz. Sayıyladır İstanbul’da yıldız. Adam başı hesabı. Üç mü düşer beş mi?

Ama dün akşam kafamı kaldırıp da buz gibi havada göğe baktım. Sayamadım yine bana düşen yıldızları çünkü yine fazlaydı yıldız sayısı. Bulut da yoktu görüşümü engelleyen.

Turgut Uyar’la birlikte göğe baktım dün. Bir de yanıma baktım ki Süreya da burada Pavese de. Cansever diğer yanımda bir de yanında Ayhan.

Böyle zenginlik kolay nasip olmaz. Sadece gök değil dört bir yan ışık saçıyor.

Kafka’dan Dönüşüm’üm

29 Pazar Oca 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ 9 Yorum

Etiketler

Ölüm, öznur doğan, Böcek, Dönüşüm, Franz Kafka, Gregor Samsa, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, maroia, oznurdogan.com


Uzun zamandır ha okudum ha okuyacağımdı Dönüşüm benim için. Bazı kitapların voodooları olduğunu düşünüyorum bu yüzden. Benim Adım Kırmızı da öyleydi çünkü. Binlerce kez elime alıp başlayamamıştım. Ama zamanı var sanırım hepsinin.

Dönüşüm daha bugün bitti. O yüzden çok taze bütün fikirler aklımdaki. Gregor Sama olup uyanada bilirim sabaha yani.

Kafka’nın aklına düşüyorum öncelikle. Yani neden aklına geliyor bir böcek olarak doğabilme ihtimali bir sabaha. Ama sonra hatırlıyorum ki Kafka hep böyle. Biraz tozlu ve bulanık zihni. Belki de sabah uyandığı gördüğü kişi kendisiydi yatağında böcek olarak.

Hayatını pazarlamaya adamış bir adam. Hiçbir zaman kendisine vakit ayırmıyor ve ayırmamaktan zevk duyuyor aslında. Ve fakat sonu -dikkat spoiler içerir- kendi odasında ölü bulunmak oluyor.

Ailesi onun ölümünden memnun oluyor. Çünkü yük haline gelmeye başlamış birisi artık var olmasa da olur.

Şimdi düşünüyorum da kim bilir kaç kişi için yük kelimesini kullandı insanlık. Bir çoğu da ölüp gitmesini istedi bu yüklerin. Onları en çok seven kişiler bile. Gregor’un kardeşi en başta ona bakmayı kendisine iş edinse de evden uzaklaştırılması gerektiğini ilk söyleyen o oluyor mesela. Acı bir gerçek.

Hayat yeni böcekler üretiyor, insanlar bu böcekleri yok etmek için savaşıyor. Bazen bu böcekleri öldürerek kendileri böceğe dönüşüyorlar.

Kafka’nın zihnine girdim bugün. Pek çok *böcekli* rafta ellerimi gezdirdim. Bir böceğe dönüşmemek için kendime söz verdim. Yoksa beni en çok sevenler bile bencen çarçabuk kurtulacaklar. Korktum.

Benim Icin En Zor Sey

28 Cumartesi Oca 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ 8 Yorum

Etiketler

öznur doğan, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, maroia, mis gibi yapmak, oznurdogan.com, pasaport, stres, yalan, yunanca, zor


Eski pasaportumu teslim edip yerine yenisini almak ici muraat etmeye gittik sabah dayimla beraber. Kapidan girmeden once dayim bana ” Nerede oturuyorsun derse Arsakieon de.” dedi. Tabii her sey kolay. Arsakeion demeye ne var fakat soru Yunanca gelecek ve tahminen birkac soru daha takip edecek ana soruyu. Ya Allah dedik girdik odaya. Kadinin ilk sordugu sey “Kizin yasi kac?” oldu. Tabii dayim da kendisine sorulacak bir soruyu beklemiyor. Aldi bizi bir yas krizi. 21 dedim isin icinden ciktik ama her sey o kadar kolay degil. Boy kac, gozleri ne renk derken hic de sorulmadi nerede oturuyor bu kiz diye.

O kadar olagan gorunmesine ragmen benim icin en zor sey bilmedigim halde biliyor gibi davranmak. Hani o karsinizdaki bir soru sordugunda anlamazsiniz da gulumser ve soru sormamis oldugunu umarsiniz ya o hesap.

Bakakaldim kadinin ardindan atamadim kendimi sorulara Yunanca zor vesselam.

Sonuc olarak yeni pasaport basvurumda bulundum tabii ki. Haftaya cuma hazir oluyormus kendileri. Gidip alacagim kabaksuratbiometrikfotografliciplisupersonikpasaportumu.

Kendime iyi bakiyorum, opuyorum.

Greetings from Greece

27 Cuma Oca 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ Yorum bırakın

Etiketler

öznur doğan, gümülcine, ipsala sınır kapısı, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, maroia, migros, oznurdogan.com, yunanistan


Geia sou.

Dün sabah 10’da yola çıktım efendiler, önce Türk gümrüğü sonra Yunan. Sonra 5.30 gibi kimsenin beklemediği bir eve gittim. Anneannem önce komşu kızı sandı beni. Yengemin ağzı takriben 4 karış açıkk kaldı, dayım uyku sersemiydi tepki bile veremedi.

Tüm gece boyunca buraya gelip minik iki tane veleti sevebileceğim diye heyecanlandım uyuyamadım. Geldiğim gibi de saplam öptüm ikisini de.

Sanırım bebek sevmek apayrı bir şey. En azından benim için bayağı güzel.

Hayat bu kadar güzelken sitem edeceğim iki nokta var:

Birincisi free shopa girip kendisini kaybeden dangalak yolcular. Ikincisi sebepsiz yere bekleten gümrük görevlileri.

Ah o yolcular. Kendilerini kaybedeler, 10 dakikalik alisveriş molasını 45 dakika yaparlar. Delirtirler. Hayır ülke içindeki fiyatla aynı fiyat bir fark yok yani. Madem birkaç bir şey alacaktın gitseydin Migros’a vs. alsaydın alacaklarını. Ama olmaz illa o free shopa girilecek ve yolcular itina ile bekletilecek. Olmuyor arkadaşlar birazcık dikkat lütfen. Saat 4’te varacağım yere siz ve gümrük memurları yüzünden 1.5 saat rötarla vardım.

Gelelim gümrük memurlarına. Ellerinde birkaç dosya ile dünyayı onlar yaratmıştır. Onu inceler bunu inceler hiçbir şey bulamaz yine inceler. Yersiz yere bavul açtırır. Sırf vakit kaybı olsun diye elinden gelen her şeyi yapar. Boyle de sinsi olunmaz ki. Zaman akıp gidiyor hızlıca biz de soğukta elimizin yüzümüzün çatladığı ile kalıyoruz.

Ben şimdiye kadar beklemediğim bir gümrükten geçiş sahnesi yaşamadım. Yaşacaksak ne ala. Güneşli gümrük günleri bekliyorum.

Ps: Fotoğrafta gördüğünüz fenerin yapımında dedem de görev almış. O yüzden havalıyım oldukça.

Yunanistan’a Yolculuk

25 Çarşamba Oca 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ Yorum bırakın

Etiketler

alexandropoli, öznur doğan, dedeağaç, kavala, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, komotini, maroia, oznurdogan.com, ukrayna, yunanistan


Her sene fırsat buldukça kaçmaya çalıştığım, gittiğimde de çok fazla yer gezemediğim için sıkılıp dönmeye karar verdiğim memleketime bir kez daha yol alıyorum.

Yarın sabah saat 10’da otobüs otogardan kalkacak, akşam üzeri 4’te ben köyün girişinde inmiş olacağım. Köy diyorum da çok arada kalıyorum köy demeye. Arnavutköy’ün gerçekten köy gibi olduğunu düşünürsek (sahil kıyısında olan değil), sanırım benim gideceğim Aşağıköy(Arsakeion) o kadar da köy değil. İki katlı villa tipi evler, pimapen camlar, mazotlu ısınma sistemleri, neredeyse hane başına düşen 2 araba ile pek köy değil evet.

Ama benim dem vurmak istediğim şey şu gidip de sıkılmalarım. Sıkılıyorum çünkü bu ah parayı hemen harcama hastalığım beni hep yarı yolda bırakıyor. Bir bakıyorum ki gezecek param kalmamış. Nereye harcamışım? Arkadaşlarımla içmeye, yemeye, gezmeye. Sonra sen Yunanistan’a yaşından fazla git ama Selanik’i görme.

Bizimkiler de (anneanne, teyze, dayı, enişte) götürmüyorlar orası da birazcık acı. Ama seneye affetmem. Bu yaz için hedef Yunanistan değil Ukrayna.

Şimdiye kadar en azından Dedeağaç (Alexandropoli), Gümülcine (Komotini), Kavala gibi kentleri gezdim. En çok Kavala’yı seviyorum fakat. Ah o denizi. Sonra Dedeağaç. Gümülcine’de zaten deniz yok.

Demem o ki, gidip de dönmek istemeye gidiyorum yarın Yunanistan’a. Bir bakalım özlemiş mi beni memleket.

Deneme 1-2-3

25 Çarşamba Oca 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ 2 Yorum

Etiketler

öznur doğan, darüşşafaka, deneme, hikaye, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, maroia, masal, oznurdogan.com, sosyal medya, yılmaz özdil


Uzun zamandır yazı yazmadıktan sonra bir anda bir blog açıp yazmaya başlamak beni zorlayacak gibi göründü ilk başta. Sonra dedim ki “Öznur aldın mı bir kere hızını zaten sen de kelimeleri tutamazsın.”. Gayet güzel demişim sanırırm, en azından anlatacak şeylerim var, masallarım var hikayelerim var.

Bundan bilmem kaç sene önce – hesaplamak zorunda bırakmayın işte beni – bir hikaye yazmıştım, Darüşşafaka’nın düzenlediği kısa hikaye yarışmasına yollamıştı Edebiyat hocası. Birinci olmamıştı ama en azından sıralamaya girmişti, kitapta basılmıştı. O zamandır yazı yazmıyordum.

Yani yazdım aslında, bir sürü mektup yazdım mesela. En sevdiğim insanlara. “En”lere. Ama onların haricinde oturup da bir yazı yazmak gelmemişti içimden.

Kısa bir giriş yazısı olsun  istiyorum aslında. Yılmaz Özdil gibi de amma çok boşluk bıraktım. Olsun, iyidir. Okuru yormazsan kendin de yorulmazsın. -Yazar burada büyük kitlelere sesleniyormuş havası yaratmaya çalışıyor. – [O hava da ne işe yarayacaksa artık]

Buraya izlediğim filmler hakkında yorumları yazacağım, okuduğum kitaplar, gezdiğim yerler, keşfettiğim yeni mekanlar, edindiğim arkadaşlar, kaybettiğim arkadaşlar, kaybettiğim taraflarım vs. Bir de arada bir sağlam sosyal medya göndermelerim olacak. Ayık olun derim. -Sert kal taviz verme gibi bir slogan bulmam lazım, üzerine düşüneceğim.-

Bir Soluklanalım Burada

24 Salı Oca 2012

Posted by Öznur Doğan in Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım

≈ Yorum bırakın

Etiketler

öznur doğan, göğe bakma durağı, kitap incelemesi, kitap tanıtımı, maroia, oznurdogan.com, Turgut Uyar, yaşar usta


Hadi gelin birazcık göğe bakalım.
Hayatın hengamesinden kaçalım, kendimize küçük yerler yaratalım. Uyar’a dost olalım mesela.
Kim demiş “Usta öldü.” diye?
Siz hiç ölen usta gördünüz mü?
Ben görmedim. Bir de Yaşar Usta vardı. İyi bilirsiniz onu. “Bana bak efendi.” diye girdi mi söze hepinizin hatırladığı en azından üç beş kelime vardır o replikten. Uyar Usta işte bu yüzden ölmez, Yaşar Usta gibidir. Bize ait.
Karanlıkta diyor, gelin göğe bakalım. “Bu karanlık böyle güzel, aferin tanrıya.”.
Bırakın biraz daha rahat görelim gökyüzünü, mesela Venüs’ü gördünüz mü siz hiç?
Yani bir alan yarattınız mı kendinize kimseyi dahil etmeden. Göğe bakmanın zevkine varmak için.
Siz göğe bakın ben korurum sizin önemli eşyalar tıkıştırdığınız odaları, evleri.
Siz göğe bakın ben takip ederim sizin yerinize hayatı.
Birlikte göğe bakalım. Nasıl olsa sokaklarda kimseler yok, sarhoş olsak da yolumuzu da kesmezler.

“şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç”

Birileri bizi uyandırmak istiyor göğün uykusundan ama biz yine de onlara inat göğe bakalım.

Abone Ol

  • Entries (RSS)
  • Comments (RSS)

Arşivler

  • Eylül 2017
  • Ağustos 2014
  • Şubat 2014
  • Kasım 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012
  • Şubat 2012
  • Ocak 2012

Kategoriler

  • Edebiyat, kitap inceleme, kitap tanıtım
  • Filmler, sinema, film inceleme
  • Güncel, gündem, medya
  • Sanat, resim, tiyatro
  • Seyahat, mekanlar, hatıralar

Meta

  • Kayıt Ol
  • Giriş

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası
  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Öznur Doğan
    • Diğer 123 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Öznur Doğan
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...